Kül Çöreği
Araç İlçesinin Lezzet Hazinesi: Coğrafi İşaretli Kül Çöreği
Kastamonu’nun eşsiz mutfak kültürü, yüzyıllardır Anadolu’nun zengin gastronomi geleneğini yansıtan tariflere ev sahipliği yapıyor. Bu lezzetlerden biri de Araç ilçesine özgü kül çöreği, 2023 yılında aldığı coğrafi işaret ile sadece yerel değil, ulusal bir değer haline geldi.
Kül Çöreğinin Tarihi ve Geleneksel Yapımı
Kül çöreği, adını pişirilme yönteminden alıyor. Geleneksel olarak hamur, taş fırınlarda odun ateşinde pişirilerek, üzeri kor halindeki küllerle kaplanıyor. Bu pişirme yöntemi, çöreğe hem eşsiz bir lezzet hem de nostaljik bir doku kazandırıyor.
Kül çöreği genellikle:
Un, yoğurt, tereyağı ve mayadan oluşan bir hamur ile hazırlanır.
Hamura isteğe bağlı olarak çörek otu, susam veya ceviz içi eklenir.
Fırından çıktığında hafif çıtır dış yüzeyi ve yumuşak iç dokusuyla damaklarda iz bırakır.
Coğrafi İşaret ve Bölgesel Önemi
Kastamonu Araç ilçesine ait kül çöreği, yerel halkın mutfak kültürünü koruma ve geleceğe taşıma çabalarıyla Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescillenmiştir. Bu tescil, kül çöreğinin yalnızca belirli yöntemlerle ve Araç bölgesinin kendine has malzemeleriyle yapılabileceğini garanti altına alıyor.
Coğrafi işaret, sadece kül çöreğinin lezzetini değil, aynı zamanda yerel ekonomiye de katkı sağlamaktadır. Tescil sonrası kül çöreği, hem bölgedeki gastronomi turizmini artırmış hem de yerel üreticilere yeni iş fırsatları sunmuştur.
Kül Çöreği ve Gastronomi Turizmi
Kastamonu’nun lezzet haritasında önemli bir yere sahip olan kül çöreği, ziyaretçiler için de vazgeçilmez bir tat olmuştur. Bölgeye gelenler, yalnızca çöreğin tadına bakmakla kalmayıp, yapım sürecine katılma fırsatı da buluyor. Bu, hem kültürel bir deneyim hem de gastronomi turizmine önemli bir katkı sağlıyor.
Sonuç
Kastamonu Araç ilçesine özgü kül çöreği, geleneksel lezzetlerin korunmasının ve yaşatılmasının önemini gözler önüne seriyor. Coğrafi işaret almasıyla birlikte hem yerel mutfağın bir sembolü haline gelmiş hem de Kastamonu’nun gastronomi alanındaki gücünü pekiştirmiştir. Bu eşsiz lezzeti tatmak, yalnızca bir damak deneyimi değil, aynı zamanda Anadolu’nun derin kültürel mirasına yapılan bir yolculuktur.